Öğretmenler Gününü Kutladık
24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlamak, personelimiz arasındaki mesleki ve insani ilişkileri daha samimi bir seviyeye getirmek ve öğretmenlerimize stres ve yorgunluktan uzak bir gece yaşatmak amacıyla okulumuz olarak yemekli bir öğretmenler günü eğlence organizasyonu tertip edilmiştir.
Lezzetli yemeklerin eşlik ettiği muhabbet ortamını beden eğitimi ve spor öğretmenimiz Özbekhan GÜÇLÜ ve eşi Ayşe KILIÇTAŞ GÜÇLÜ´nün gitarlarıyla çalıp söyledikleri şarkılar ısıttı.
Gecenin sürprizi ise okul müdürümüz Özcan MENTEŞ´in kendi yazdığı "Adım Değil Yüreğim Öğretmen Benim" şiirini edebiyat öğretmeni Derya BOZKURT ile birlikte okuması oldu.
Bir su damlası düşer toprağa
Toprak usulca çatlar filiz verir
Ne güzel bir hengame dersin
O da bir şey mi ki
Bir söz düşer çocuğumun yüreğine
İki cihanda da güller açar
Dişimden tırnağımdan değil
Ömrümden öz çocuklarımdan
Mahşer tutanaklarına geçmiş
Ve Nazım’ın hasret şiirlerinde anılmamış
Bir soylu hırsızlıkla
Topraktaki suyun yürekteki sözün
Tadını tuzunu ben mayalarım
Adım değil yüreğim Öğretmen benim.
Bir çift yalın ayağın hali
Tel tel işlerken içime
Mona Lisa’yı satıyorum
Mona Rosa’lar okusun diye
Adını bile yazamayan
Yarını hayalleriyle adam edip
Bunu bir satırda bile dile getirmeyen
Çocuklarımın en ünlüsü benim
Adım değil yüreğim Öğretmen benim
Bembeyaz tebeşirlere koşarlardı
Hayatlarına renk olsun diye mi,
Yoksa hayatta temiz kalmak için mi?
Bunu öğrenemedim ama
Rüzgarların fısıltısını
Nehirlerin rengini
Makyajlı bir dille benden dinlemek için
Dağ başlarında türküleriyle
Metropol cehenneminde dertleriyle
Güle oynaya koşarak
Adımı değil yüreğimi anarak
Kapıma dayandıklarında
Onlara hiçbir zaman söyleyemediğim
Adım değil yüreğim öğretmen benim.
Bir çocukluk kaç harfle anlatılır?
Bir ömür kaç işlemden geçer?
Hepsini tek tek unutuyorum.
Çocukların gözlerinin içinde
Yüzlerinin çillerinde, benlerinde
Ama hiç unutmuyorum ben
Adım değil yüreğim öğretmen.
Sokakta mendil satarlardı
Ailesi ve düşleri için
Sınıfta mutluluk paylaşırlardı
Tüm arkadaşları için.
Ve hepsinin sözlerinde
Kırk tilki mundar olurdu
At arpaya it kemiğe küserdi.
Aşık Veysel’in güzelliği
On paradan epey fazla ederdi.
Ahmet Arif’in Adiloş bebesine
Gığğğ demeyi öğrettiler
Ayvanın sarısına
Narın çatlamasına
Newton’dan daha duygusal
Hisli ve hesapsız nedenleri vardı.
Öyle sadece okulda da değil
Sokakta, evde ve düşlerinde
Harf harf hece hece
Her sabah ben okuyordum.
Dedim ya
Adım değil yüreğim öğretmen benim.
Kıt kanaat zamanlarımızda
Şiirlerimizin sıvası dökülürdü
Defterlerimizin temizliğine inat
Yazılarımız bozuktu.
Dört işlemin dördüne de
Doğal olan olmayan sayılarla karıştırıp
Bir musluktan havuza boşaltıyorduk
Elbette biliyorduk A şehri ile Be şehrini
Ama gitmiyorduk.
Ne fukaralıktan ne de tembellikten
Biz birbirimizin gönlünde
Bir başkent kurmuştuk
Ankara’ya olan sevdamızdan da
Bunu da dillendiremiyorduk.
Tıpkı bana öğrettikleri gibi
Adım değil yüreğim öğretmen.
Hem az gidiyorduk hem de uz
Suyun en güzel haliydi buz
Çünkü oyun oynamaya
Soba başında konuşup gülüşmeye
En güzel bahanemizdi
Ateş ellerimizi bakış içimizi
Atomun parçalanmasından daha çok ısıtırken
Fenden bildiklerimiz bizi
Çaktırmadan sosyalleştiriyordu.
Hiç birimizin de gıkı çıkmıyordu
Öğrendiğim her şey sadece susmama yetiyordu
Adım değil yüreğim öğretmen benim.
Bir nehrin akışına katılmıştık.
Saatleri teneffüslerden tanıyorduk
Geceleri yıldızları bir bir çalıp
Sabah da tek tek birleştirerek
Güneş yapıp aydınlatıyorduk
Hem dünyayı hem yarınları.
Belki de böyle bir dünyayı görmek
Ve o yarınlarda yaşamak için
Adım değil yüreğim öğretmen benim.
Arkamız önümüz hep sobe idi
Doğu batı kuzey ve güneyi sonradan bildik
Solumuzdaki soğanı
Annem bahçemizden toplamıştı
Sağımızdaki sarımsağı
Başkalarının anneleri çocukları için satmıştı
Hak emek adalet ve kitap
Her halde bu sıralarda bulaştı elimize yüzümüze
Ve Hak tohumu ekmişti bir kere hepimizin içine
Adımız ne olursa olsun
Hepimizin yüreği birer öğretmendi.
Özcan MENTEŞ